Sınırsız ve Sorumsuz Teknoloji (5)
İnternet ve Sosyal Medya Kullanımı
İnternet, 2005 yılından itibaren Web 2.0 dönüşümüyle birlikte, bir iletişim aracı olmanın ötesinde, artık sosyal bir mekân haline gelmiştir. (Kaplan ve Haenlein, 2009: 60; Erkul, 2008: 98). Bu mekân, kullanıcılara yabancılarla tanışma fırsatını sağlarken bu siteler üzerinden eski arkadaşlarına ulaşma, arkadaşlarının tanıdıklarıyla tanışma ve kendi arkadaş çevresini yaratma gibi imkânlar da sağlamaktadır. Böylelikle toplumsal ilişki biçimlerinin yeniden şekillendirildiği (Boyd ve Ellison, 2007: 211) “sosyal medya” alanı ortaya çıkmaktadır (Koçer, 2012: 71).
Günümüzde bir alışkanlık, bir bağımlılık ya da bazen bir hastalık olarak görülen sosyal medya, her yaştan ve kültürden gelen taleplere yanıt veren, sürekli güncellenebilen, iş aranabilen ve bulunabilen, her türlü sanal paylaşıma açık olan, günlük duygu ve düşüncelerin yazılabildiği, tartışılabildiği hatta eleştirilebildiği, kişisel bilgilerin yanı sıra fotoğrafların ve videoların paylaşılabildiği gerçek bir dünyanın sanal olarak yaşanabildiği bir ortam, bir mekân olarak da görülebilmektedir. Sosyal medya diğer medya türleri arasında hızla yer kazanmış, aynı zamanda her türlü tüketici ve üreticinin de ilgisini çekmiştir (Armelini ve Villanueva, 2011: 30).
Kişiler, ihtiyaçlarını karşılamak için, çevrimiçi olarak sosyal medya ile meşgul olmaktadırlar. Aynı zamanda birer tüketici de olan bu kişiler, sosyal medyada kendilerini tanıtmanın, başkalarıyla yeni deneyimler paylaşmanın yanı sıra, sadece eğlenmek veya vakit geçirmek gibi ihtiyaçlarını bile karşılayabilmektedirler (Hutton ve Fosdick, 2011: 566). Sosyal medya daha çok sosyal amaçlarla kullanılmaktadır. Bireyler, neden sosyal medya araçlarını kullanmaktadırlar sorusunun cevabı çoğunlukla sosyal etkileşim olmaktadır (Kim vd.,2010). Söz konusu kullanım, sosyal medya araçlarının türüne göre değişebileceği gibi kişilik özelliklerine ve demografik özelliklere göre de değişebilmektedir (Kuss ve Griffiths, 2011).
Sosyal medyanın çoğu zaman bir benlik ve kimlik üretiminde, kullanıcılar tarafından benimsenen bir temsil aracına dönüştüğü de görülmektedir. Sosyal medyanın, gündelik yaşam pratikleri içerisinde giderek yaygınlaşan bir oranda kullanılıyor olması, kullanıcı sayısını her geçen gün arttırması, toplumsal yaşamın bir parçası ve hatta kimi durumlarda bu yaşamın dönüştürücü öznesi olarak konumlanması birçok sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik neticeyi de beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan sosyal medya, ilişkili bir iletişim ortamı ve çoklukla ilişkisel bir açıklama girişimine konu olmaktadır (Göker, 2015). Bu açıklamalar dahilinde sosyal medya, kişilerin toplum içerisinde varlıklarını özgürce kanıtlayabildikleri, kendilerini ifade edebildikleri ve bu sosyal ihtiyacı karşılayabildikleri bir ortam olarak tanımlanabilmektedir. Bu ortam da kişiler için hem bir eğlence aracı, hem sosyalleşme ortamının en geniş sağlayıcısı hem de benlik ve kimlik üretiminde bir temsil aracıdır.
Genel olarak internetin, özel olarak da akıllı cep telefonları gibi iletişim araçlarının kullanımının yaygınlaşmasına bağlı olarak son yıllarda sosyal medya araçlarının bireyler tarafından hızla benimsendiği ve kullanım düzeylerinin arttığı gözlenmektedir. İnternet, mobil ve sosyal medya kullanıcı istatistikleri konusunda önemli bilgiler sunan We Are Social ve Hootsuite tarafından yayınlanan “Digital in 2017 Global Overview” raporuna göre, dünyanın yarısından fazlası artık en az 1 adet akıllı telefon kullanmaktadır. Aynı zamanda dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisinin en az bir cep telefonuna sahibi olduğu ve dünya genelinde web trafiğinin yarısından fazlasının artık cep telefonundan geldiği görülmektedir. Bu bilgilerin yanı sıra We Are Social Sosyal Medya Ajansı’nın (We Are Social, 2017) raporunda, dünya genelinde sosyal ağ sitelerinde kullanıcıların ortalama olarak günde 2 saat süre harcadıkları belirtilmiştir.
Sosyal ağ sitelerinde en fazla zaman geçiren ülke günde 4.3 saatle Arjantin, en az zaman geçiren ülke ise günde 0.8 saatle Japonya olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye ise günde 2,5 saat ortalamayla dünya ortalamasının üzerinde yer almıştır. Birçok yaşam alanında geliştirilen yeni internet erişim alt yapı olanaklarının arttırılması, akıllı telefonların yaygınlaşması ve kullanım oranının artması ile daha önceleri ulaşım olanağının günümüz kadar kolay olmadığı internet erişim oranı da artış göstermiştir. Buna bağlı olarak sosyal medyanın da gördüğü rağbet her geçen gün etkisini arttırmıştır. Bu anlamda sosyal medya ve akıllı telefon kullanımı arasındaki ilişki de gündemde yer edinmeye başlamıştır. Bu ikili ilişkiyi açıklamada karşılaşılan sorunsallardan biri de sosyal medya kullanım sıklığının mı akıllı telefon bağımlılığına yol açtığı, yoksa akıllı telefon bağımlılığının mı sosyal medya kullanımını arttırdığıdır. Sosyal ağ kullanımının mobil hâle gelmesi ile oluşan mekân ve zaman bağımsızlığının, sosyal medya ve akıllı telefon kullanımı üzerinde yarattığı bağımlılığın göz önüne alındığı bir noktada araştırmalar, bu bağımlılığa en fazla sahip olduğu düşünülen üniversite gençliği üzerinde yürütülmektedir. Üniversite gençliği, yaşları ve konumları itibariyle günlük hayat süreçlerinde sanal mekânları sıkça kullanmakta, sosyal medyayı ve sosyal ağlara ulaşmayı sağlayıcı araçları günlük hayatlarında önemli bir yere koymaktadırlar. Sanal dünya gezginleri olarak da ifade edilen üniversite gençliği, eğitim hayatı içinde olma, bilgiye daha çabuk ve kolay ulaşmayı isteme, meraklı olma, kimlik ve kişilik kazanma sürecinde daha çok bilgi ve fikir alışverişi ihtiyacı duyma gibi nedenlerden dolayı sosyal medya araçlarını daha fazla kullanmaktadırlar. Aynı zamanda, eğlenme ve yüz yüze olmayan iletişimde duygularını daha rahat ifade edebilme gibi nedenler de bu kullanımı arttırmaktadır (Karaca, 2007: 11-16).
Günümüzde ve gelecekte görünen odur ki sosyal medyanın önemli hâle geleceği alanlardan biri de eğitimdir. Özellikle yaşam boyu öğrenme anlayışı sosyal medyanın öğrenme öğretme süreci içindeki yerini daha da önemli konuma getirmektedir. Her yaş grubunda ve düzeyde öğrenenlere sunduğu yaygın, kolay ve ücretsiz kullanım olanakları, sosyal destek ve işbirliğini arttırması, akran desteğini sağlaması, daha esnek bir öğrenme ortamı sunması, öğretim ve değerlendirme süreçlerinde daha farklı uygulamalara fırsat vermesi, araştırma sürecini desteklemesi, çok fazla üniversite desteği gerekmeden kullanılabilmesi gibi özellikleri sosyal medyayı eğitimde önemli bir unsur haline getirmektedir (Blackey ve Chew, 2009: akt. Jones, Blackey, Fitzgibbon ve Chew, 2010).
Özetle sosyal medya öğrenme-öğretme ortamlarının yapısını değiştirdiği gibi bu ortamların daha geniş kitlelere, zaman ve mekân sınırı olmadan erişimini de kolaylaştırmaktadır. Sosyal medyanın öğrenen yaşamındaki etkisi düşünüldüğünde eğitim ortamlarını düzenleyenlerin bu etkiye kayıtsız kalması düşünülemez. Hem eğiticilerin hem de planlayıcıların sosyal medya olanaklarını tanımaları ve öğretimi desteklemek ve zenginleştirmek amacıyla kullanmaları bu nedenle önemli görülmektedir. Bununla birlikte farklı araştırma desenleri ile sosyal medyanın kullanıldığı öğretim ortamlarına ilişkin verilerin toplanarak analiz edilmesi ve paylaşılması da uygulamaları geliştirmek açısından önemli görülmektedir.
İnternet ve Sosyal Medya Kullanımı
İnternet, 2005 yılından itibaren Web 2.0 dönüşümüyle birlikte, bir iletişim aracı olmanın ötesinde, artık sosyal bir mekân haline gelmiştir. (Kaplan ve Haenlein, 2009: 60; Erkul, 2008: 98). Bu mekân, kullanıcılara yabancılarla tanışma fırsatını sağlarken bu siteler üzerinden eski arkadaşlarına ulaşma, arkadaşlarının tanıdıklarıyla tanışma ve kendi arkadaş çevresini yaratma gibi imkânlar da sağlamaktadır. Böylelikle toplumsal ilişki biçimlerinin yeniden şekillendirildiği (Boyd ve Ellison, 2007: 211) “sosyal medya” alanı ortaya çıkmaktadır (Koçer, 2012: 71).
Günümüzde bir alışkanlık, bir bağımlılık ya da bazen bir hastalık olarak görülen sosyal medya, her yaştan ve kültürden gelen taleplere yanıt veren, sürekli güncellenebilen, iş aranabilen ve bulunabilen, her türlü sanal paylaşıma açık olan, günlük duygu ve düşüncelerin yazılabildiği, tartışılabildiği hatta eleştirilebildiği, kişisel bilgilerin yanı sıra fotoğrafların ve videoların paylaşılabildiği gerçek bir dünyanın sanal olarak yaşanabildiği bir ortam, bir mekân olarak da görülebilmektedir. Sosyal medya diğer medya türleri arasında hızla yer kazanmış, aynı zamanda her türlü tüketici ve üreticinin de ilgisini çekmiştir (Armelini ve Villanueva, 2011: 30).
Kişiler, ihtiyaçlarını karşılamak için, çevrimiçi olarak sosyal medya ile meşgul olmaktadırlar. Aynı zamanda birer tüketici de olan bu kişiler, sosyal medyada kendilerini tanıtmanın, başkalarıyla yeni deneyimler paylaşmanın yanı sıra, sadece eğlenmek veya vakit geçirmek gibi ihtiyaçlarını bile karşılayabilmektedirler (Hutton ve Fosdick, 2011: 566). Sosyal medya daha çok sosyal amaçlarla kullanılmaktadır. Bireyler, neden sosyal medya araçlarını kullanmaktadırlar sorusunun cevabı çoğunlukla sosyal etkileşim olmaktadır (Kim vd.,2010). Söz konusu kullanım, sosyal medya araçlarının türüne göre değişebileceği gibi kişilik özelliklerine ve demografik özelliklere göre de değişebilmektedir (Kuss ve Griffiths, 2011).
Sosyal medyanın çoğu zaman bir benlik ve kimlik üretiminde, kullanıcılar tarafından benimsenen bir temsil aracına dönüştüğü de görülmektedir. Sosyal medyanın, gündelik yaşam pratikleri içerisinde giderek yaygınlaşan bir oranda kullanılıyor olması, kullanıcı sayısını her geçen gün arttırması, toplumsal yaşamın bir parçası ve hatta kimi durumlarda bu yaşamın dönüştürücü öznesi olarak konumlanması birçok sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik neticeyi de beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan sosyal medya, ilişkili bir iletişim ortamı ve çoklukla ilişkisel bir açıklama girişimine konu olmaktadır (Göker, 2015). Bu açıklamalar dahilinde sosyal medya, kişilerin toplum içerisinde varlıklarını özgürce kanıtlayabildikleri, kendilerini ifade edebildikleri ve bu sosyal ihtiyacı karşılayabildikleri bir ortam olarak tanımlanabilmektedir. Bu ortam da kişiler için hem bir eğlence aracı, hem sosyalleşme ortamının en geniş sağlayıcısı hem de benlik ve kimlik üretiminde bir temsil aracıdır.
Genel olarak internetin, özel olarak da akıllı cep telefonları gibi iletişim araçlarının kullanımının yaygınlaşmasına bağlı olarak son yıllarda sosyal medya araçlarının bireyler tarafından hızla benimsendiği ve kullanım düzeylerinin arttığı gözlenmektedir. İnternet, mobil ve sosyal medya kullanıcı istatistikleri konusunda önemli bilgiler sunan We Are Social ve Hootsuite tarafından yayınlanan “Digital in 2017 Global Overview” raporuna göre, dünyanın yarısından fazlası artık en az 1 adet akıllı telefon kullanmaktadır. Aynı zamanda dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisinin en az bir cep telefonuna sahibi olduğu ve dünya genelinde web trafiğinin yarısından fazlasının artık cep telefonundan geldiği görülmektedir. Bu bilgilerin yanı sıra We Are Social Sosyal Medya Ajansı’nın (We Are Social, 2017) raporunda, dünya genelinde sosyal ağ sitelerinde kullanıcıların ortalama olarak günde 2 saat süre harcadıkları belirtilmiştir.
Sosyal ağ sitelerinde en fazla zaman geçiren ülke günde 4.3 saatle Arjantin, en az zaman geçiren ülke ise günde 0.8 saatle Japonya olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye ise günde 2,5 saat ortalamayla dünya ortalamasının üzerinde yer almıştır. Birçok yaşam alanında geliştirilen yeni internet erişim alt yapı olanaklarının arttırılması, akıllı telefonların yaygınlaşması ve kullanım oranının artması ile daha önceleri ulaşım olanağının günümüz kadar kolay olmadığı internet erişim oranı da artış göstermiştir. Buna bağlı olarak sosyal medyanın da gördüğü rağbet her geçen gün etkisini arttırmıştır. Bu anlamda sosyal medya ve akıllı telefon kullanımı arasındaki ilişki de gündemde yer edinmeye başlamıştır. Bu ikili ilişkiyi açıklamada karşılaşılan sorunsallardan biri de sosyal medya kullanım sıklığının mı akıllı telefon bağımlılığına yol açtığı, yoksa akıllı telefon bağımlılığının mı sosyal medya kullanımını arttırdığıdır. Sosyal ağ kullanımının mobil hâle gelmesi ile oluşan mekân ve zaman bağımsızlığının, sosyal medya ve akıllı telefon kullanımı üzerinde yarattığı bağımlılığın göz önüne alındığı bir noktada araştırmalar, bu bağımlılığa en fazla sahip olduğu düşünülen üniversite gençliği üzerinde yürütülmektedir. Üniversite gençliği, yaşları ve konumları itibariyle günlük hayat süreçlerinde sanal mekânları sıkça kullanmakta, sosyal medyayı ve sosyal ağlara ulaşmayı sağlayıcı araçları günlük hayatlarında önemli bir yere koymaktadırlar. Sanal dünya gezginleri olarak da ifade edilen üniversite gençliği, eğitim hayatı içinde olma, bilgiye daha çabuk ve kolay ulaşmayı isteme, meraklı olma, kimlik ve kişilik kazanma sürecinde daha çok bilgi ve fikir alışverişi ihtiyacı duyma gibi nedenlerden dolayı sosyal medya araçlarını daha fazla kullanmaktadırlar. Aynı zamanda, eğlenme ve yüz yüze olmayan iletişimde duygularını daha rahat ifade edebilme gibi nedenler de bu kullanımı arttırmaktadır (Karaca, 2007: 11-16).
Günümüzde ve gelecekte görünen odur ki sosyal medyanın önemli hâle geleceği alanlardan biri de eğitimdir. Özellikle yaşam boyu öğrenme anlayışı sosyal medyanın öğrenme öğretme süreci içindeki yerini daha da önemli konuma getirmektedir. Her yaş grubunda ve düzeyde öğrenenlere sunduğu yaygın, kolay ve ücretsiz kullanım olanakları, sosyal destek ve işbirliğini arttırması, akran desteğini sağlaması, daha esnek bir öğrenme ortamı sunması, öğretim ve değerlendirme süreçlerinde daha farklı uygulamalara fırsat vermesi, araştırma sürecini desteklemesi, çok fazla üniversite desteği gerekmeden kullanılabilmesi gibi özellikleri sosyal medyayı eğitimde önemli bir unsur haline getirmektedir (Blackey ve Chew, 2009: akt. Jones, Blackey, Fitzgibbon ve Chew, 2010).
Özetle sosyal medya öğrenme-öğretme ortamlarının yapısını değiştirdiği gibi bu ortamların daha geniş kitlelere, zaman ve mekân sınırı olmadan erişimini de kolaylaştırmaktadır. Sosyal medyanın öğrenen yaşamındaki etkisi düşünüldüğünde eğitim ortamlarını düzenleyenlerin bu etkiye kayıtsız kalması düşünülemez. Hem eğiticilerin hem de planlayıcıların sosyal medya olanaklarını tanımaları ve öğretimi desteklemek ve zenginleştirmek amacıyla kullanmaları bu nedenle önemli görülmektedir. Bununla birlikte farklı araştırma desenleri ile sosyal medyanın kullanıldığı öğretim ortamlarına ilişkin verilerin toplanarak analiz edilmesi ve paylaşılması da uygulamaları geliştirmek açısından önemli görülmektedir.

Yenilenen Logomuzu beğendiniz mi ?
İmsak | 06:09 | ||
Güneş | 07:33 | ||
Öğle | 13:22 | ||
İkindi | 16:27 | ||
Akşam | 19:00 | ||
Yatsı | 20:19 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 26 | 57 |
2. Beşiktaş | 25 | 54 |
3. Fenerbahçe | 25 | 51 |
4. Trabzonspor | 25 | 48 |
5. Hatayspor | 26 | 45 |
6. Alanyaspor | 26 | 42 |
7. Gaziantep FK | 26 | 40 |
8. Karagümrük | 26 | 40 |
9. Antalyaspor | 26 | 34 |
10. Göztepe | 25 | 32 |
11. Sivasspor | 25 | 32 |
12. Konyaspor | 25 | 31 |
13. Malatyaspor | 26 | 31 |
14. Kasımpaşa | 25 | 29 |
15. Rizespor | 26 | 28 |
16. Kayserispor | 25 | 25 |
17. Başakşehir | 26 | 25 |
18. Erzurumspor | 26 | 25 |
19. Denizlispor | 26 | 21 |
20. Gençlerbirliği | 25 | 21 |
21. Ankaragücü | 25 | 20 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Giresunspor | 23 | 53 |
2. Samsunspor | 23 | 49 |
3. Altınordu | 24 | 44 |
4. İstanbulspor | 23 | 43 |
5. Adana Demirspor | 24 | 42 |
6. Ankara Keçiörengücü | 23 | 38 |
7. Altay | 23 | 38 |
8. Tuzlaspor | 23 | 38 |
9. Bursaspor | 23 | 31 |
10. Bandırmaspor | 24 | 31 |
11. Ümraniye | 24 | 31 |
12. Adanaspor | 23 | 26 |
13. Menemenspor | 23 | 26 |
14. Balıkesirspor | 23 | 24 |
15. Boluspor | 23 | 23 |
16. Akhisar Bld.Spor | 23 | 19 |
17. Ankaraspor | 23 | 14 |
18. Eskişehirspor | 23 | 7 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Man City | 26 | 62 |
2. M. United | 25 | 49 |
3. Leicester City | 25 | 49 |
4. West Ham | 26 | 45 |
5. Chelsea | 25 | 43 |
6. Liverpool | 25 | 40 |
7. Everton | 24 | 40 |
8. Aston Villa | 24 | 39 |
9. Tottenham | 24 | 36 |
10. Leeds United | 26 | 35 |
11. Arsenal | 25 | 34 |
12. Wolverhampton | 26 | 34 |
13. Crystal Palace | 25 | 32 |
14. Southampton | 25 | 30 |
15. Burnley | 25 | 28 |
16. Brighton | 26 | 26 |
17. Newcastle | 26 | 26 |
18. Fulham | 25 | 22 |
19. West Bromwich | 26 | 17 |
20. Sheffield United | 25 | 11 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Atletico Madrid | 23 | 55 |
2. Barcelona | 25 | 53 |
3. Real Madrid | 24 | 52 |
4. Sevilla | 24 | 48 |
5. Real Sociedad | 24 | 41 |
6. Villarreal | 24 | 37 |
7. Real Betis | 24 | 36 |
8. Levante | 25 | 32 |
9. Athletic Bilbao | 24 | 30 |
10. Granada | 24 | 30 |
11. Celta de Vigo | 24 | 29 |
12. Osasuna | 25 | 28 |
13. Getafe | 25 | 27 |
14. Valencia | 25 | 27 |
15. Cádiz | 24 | 25 |
16. Eibar | 25 | 22 |
17. Deportivo Alaves | 25 | 22 |
18. Real Valladolid | 24 | 21 |
19. Elche | 23 | 21 |
20. Huesca | 25 | 20 |